piramitlerin hikayesi

PİRAMİTLERİ UZAYLILAR MI YAPTI?
Yıllarca beynimizi bulandırdılar bu soruyla. Elin uzaylısı bilmem kaç ışık yılı öteden gelcek de çölün ortasına taştan, şekilsiz inşaat yapcak! Uzaylıların var olduğuna inancan da, üstüne birde gelip taş çektiklerini kabul etcen. O zaman hemen dicekler ki “yok kardeşim onlar taş mı çekti, adam beyin adamı, çizdi planı, kurdu kooperatifi verdi müteaahhite dikti binayı… yok kardeşim öyle bişey. Bisürü profesör gitti inceledi ama hiyerogliflerde kabak gibi yazan hikayeyi kimse çözemedi. Her aklı başında insanın hiçbir arkeoloji eğitimi almadan, sadece hiyerogliflere bakarak görebileceği bu hikayeyi, “kör göze parmak” eski mısırla ilgilenen bilim insanlarının görüşlerine sunuyorum:

1
Mısır medeniyetini, yiyip içip dansöz oynatmak olarak kabul eden sefa pezevengi firavunumuz, mısır medeniyetine ancak meze sayılarının artmasıyla katkıda bulunmaktadır. Her akşam ayrı bir eğlence tertip ettiren ayyaş firavun yine bir öğleden sonra alem hazırlığındadır.Bir yandan kölelerine masaj yaptırırken bir yandan da mangala pirzola attırmış akşam üstü ufaktan demlenmeye başlamıştır. O sırada veziri girer:
FİRAVUN                  : kulunçlara kulunçlara yapın kız! Düzgün yapmazsanız timsahlara atarım şerefsizim. Millet it gibi tırstığından her şeyi istediğim gibi yapıyor o yüzden kaç gündür timsahlara adam atamıyom h
ayvanlar aç.
MANGALCIBAŞI      : Böbrekte atamı yüce firavun? Çeşit olur siz seversiniz.
FİRAVUN                  : Sorulur mu len at tabi. Hatta badem varsa badem de at. Yoksa da hemen bul seni atmıyim timsahlara he he heee
VEZİR:                        : Selam yüce firavun. Pazardan ihraç fazlası çok esaslı bi dansöz buldum. Tam size layık
FİRAVUN                  : Ooo ibibik gel bakayım şöyle, yamacıma getir şu tazeyi. Pek de ürkek görünüyor bu yauu
VEZİR                         :Siz bakmayın ürkek göründüüne 2 duble içirince en baba kobradan daha kıvrak oluyor.
FİRAVUN                  :Yapma yauu. İnşallah dediğin gibidir. En sonuncusu masada kobrayı görünce kaçarken timsah havuzuna kendisi atladı durduk yere telef oldu garip.

Tüm hazırlıklar tamamlanır akşam olur, alem başlar. Firavun içer içer iyice sfenkse bağlar ona buna el şakaları laf sokma, nağralar derken firavun iyice coşar:


                            FİRAVUN : heeeeytt bu alemim bir numarası benim ulaaan!      
                            Ölümsüzüm olm ben!! Şöyleyin ulan varmı böyle ortam başka            
                            memlekette? O kıytırık Romalılar gibi arenada adam mı 
                            dövüştürüyoruz. Aslanlar gibi getiriyoruz masamızda dansöz 
                            oynatıyoruz. Heeeeyytt onların uygarlıklarını kerterim uleeen! Oluuum  
                            alsanıza olum şu boşları önümden! İçiyorsam sebebi var ulaaan. 
                            Temizleyin şu masayı! getirin ibibiğin getirdiği ürkek ceylanı çıkartın 
                            masanın üstüne!



Ürkek dansöz ipi iyice boşalmış firavunun masasına çıkıp ufaktan ufaktan
kıvırmaya başlar. Dansöz kıvırdıkça, firavun dansöze içkiyi testiyle dayar.
Hatun içkiyi aldıkça iyice açılır, ortam coştukça coşar. Firavun her zaman
yaptığı gibi eğlencenin iyice koptuğu ortamda işin bokunu çıkararak
sepetinden kobrasını çıkararak masaya gizlice bırakır.



Masada birsürü kızarmış tavuk bıldırcın tabak çanağın içinde kara kobrayı gören o kuğu gibi dansöz önce ördek gibi paytaklar, kobranın varlığından emin olunca korkudan kafayı yer ver ve bi anda kollarını kuş gibi açarak masadan atlayıp, deli gibi kaçmaya başlar. O kadar şuursuzca kaçar ki koşarken en sonunda duvara bodoslama toslayıp ağzını yüzünü düz eder. Dansözün yüzünü dağıtmasına kendi sebep olduğu için çok kızan firavun ona buna gereksiz bağırarak önüne çıkan günahsız bir köleyi de timsah havuzuna iterek kızgınlığını geçirmeye çalışır. Sonrada hemen emir verir:
-         yeter ulan bu kuş yuvası gibi sarayda tıkılıp kaldığım! 2 dansözü bile dört duvar arasında toslatmadan oynatamıyoz nedir ulen bu! Bende bu mısırın firavunuysam yaparım aslanlar gibi bi saray, değil 2 dansöz Rusyadan 22 takım revü getirir onları oynatırım. Getirin hemen papirüsü kalemi, kendi gönlüme göre saray planı çizecem, yarından tezi yok hemen saray inşaatına başlanacak!

Getirirler papirüsleri divitleri, iyice sfenkse dönmüş firavun delikanlılığada bok sürdürmemek için kargacık burgacık abuk subuk bişiyler karalar da karalar, uğraşırda uğraşır. 3 5 sayfa papirus karalayıp sonra parçalar. Çizemedim diye iyice sinirlenir en sonunda ilk yaptıklarından daha kargacık burgacık bişeyler çizip vezirin eline verir ve “bunu yapcaksınız” diyerek direk sızmaya gider. İyice sinire kesmiş zil zurna sarhoş firavuna kimsenin bişiy söylemeye büzüğü yetmez.


Firavunun fezadaki kafayla çizdiği şey kapısı penceresi olmayan bi tek çatıdan ibaret anlamsız bir şeydir. Bütün tatları kaçan saray erkanı firavunun arkasından küfretmek yemediği için, nasıl olsa bu herif yarına hatırlamaz, bizde kaynatır gideriz diyerek gidip zıbarırlar. Ancak it kafalı vezirin içi rahat etmez “ulan bu adam unutmazda yarına inşaata başladınız mı diye sorduğunda cevap veremezsek İskenderiye fenerine oturtur, bari bi iki adama boş bi arsada kompresörle dravdan taş kırdırayım da bi faaliyet olsun” demiş ve sabah makinelerle işe başlanması için 2 köleye emir verir.



Ertesi gün öğleye doğru bütün ayyaşlar baş ağrısı sebebiyle başlarında buz torbalarıyla gezerken, uzaklarda makinelerle taş kırmaya başlayan kölelerin sesi firavunu uyandırır.






Önceki akşam şarabı kıçıyla içen firavun, buz torbasıyla baş ağrısını geçirmeye çalışırken gürültüden çok rahatsız olarak iyice sinire keser ve vezirini çağırtır.




FİRAVUN: Len Karabaş! Ortalık dangır dangır yıkılıyo sen sarayda fino gibi dolaşıyon. 2 damla uyutmadınız lan. Kestirsene hemen şu dangırtıyı.
VEZİR: Hemen izah edeyim yüce firavun. Dün akşam çizdiğiniz plana göre hemen inşaat başlasın diye kesin emir vermiştiniz. Bizde hemen çalışmalara başladık
FİRAVUN: Ne sarayı ne  inşaatı lan çakal?

vezir hemen yanındaki kıytırık çizimleri açar ve
VEZİR: işte bunlar yüce firavun. Bunları akşam çizmiştiniz ve kesin emir verdiniz, bizde hemen çalışmalara başladık
firavun çizimleri evirir çevirir, bakar bakar ama hiç bişeye benzetemez ancak önceki gece ortalığı birbirine katıp yeni saray diye cıngar çıkararak üstüne birde plan proje çizip millete madara olduğundan, yaptığını sanki bilinçli yapmış gibi, çizimlerdeki üçgenler konusunda ısrar ederek, piramit şeklinde saray yapılması ve bir an önce tamamlanması için çalışmalara hız verilmesi için emirler verir. Bir yandan da kendi kendine “şu su basmanını çıkalım sonra bi bahane bulup, inşaatı adam gibi bi saraya çeviririm Diye düşünür.


Bütün mısır halkı firavunun emri dolayısıyla kadın çocuk genç yaşlı demeden yıllarca taş toprak harç çakıl ne varsa taşıyıp öbek öbek inşaat alanına yığarlar. Kimse inşaat alanından kaçmasın diye de inşaatın çevresi dikenli tellerle çevrilir. İnşaat tüm hızıyla yıllarca sürer.

Firavun zevk sefa alemlerinden inşaatı minşaatı tamamen unutur yıllarca zevk sefa içinde yaşamaya devam eder

Bi akşam yine yer içer eğlenirken:
SARAY AŞÇICI: firavunum Allahın adını verdim bi kaşıkta şu ezmeden yi, ellerimle yaptım
FİRAVUN      : len ezmedir közlemedir derken yedire yedire göbeede iyice şişidiniz hiçbi elbise olmuyo böle dal toşşak dolaşır ettiniz beni! Yemicem ülen
VEZİR: yüce firavun bi bakar mısınız? sizin saray sonunda bitti anahtarı teslime geldim. Buyurun anahtarınız
FİRAVUN: Anaa ! ne sarayı yauu? Ben onu külliyen
unutmuştum yaaa! Ulen karabaş ne azimli adam çıktın
len helal sana. Muhasebeye söylede sana 3 maaş ikramiye versinler. Hadi gidip bi bakalım madem şu saraya yau. Ey ahali toparlanın lan sarayı açmaya gidiyoruz. Ezmeci ! sende bırak ezmeyi közmeyide 2 metre kurdeleyle bi makas kap! açılış yapcaz!


Fakat firavun o kadar sarhoştur ki inşaatı biten piramidin üstüne çıkmaya çalışırken ayağı kayar, aşağı düşerek oracıkta kafasını kırarak ölmür. Yıllar süren inşaat nedeniyle inşaatta ölen birsürü adamın cenaze işleri nedeniyle canından bezmiş olan rahip:
“Yıllarca piramit diye hayatımızı etti, sonunda kendi piramidinden düştüde gerberdi pezemenk! Şu yeşilliğide buraya gömelim büyüsün ki, yemeğe gelen hayvanat mezarına sıçsın gavatın” diyerek firavunu kendi sarayına gömerek mezarı haline getirir.

İlk yapılan piramidin girişindeki bu hiyerogliflerden de anlaşıldığı üzere o günden sonra bütün firavunlar bu garip şekilli yapıyı mezar belleyip her biri kendine mezar olarak bi piramit yaptırır.