25 Temmuz 2011 Pazartesi

Çocuk şarkıları bir toplumu manyak eder mi?

Başlığa her ne kadar karşı olsam da bi başlık atmadan da olmuyor. Başlıktaki soruya “evet” diyerek konuyla alakasız bi yerden başlamış ve bu cümle ile giriş bölümünün sonuna gelmiş bulunuyorum.

Çocukken dinlediğimiz şarkılar bizi manyak ediyor! Sabi Sübyan dünyayı tanımaya ve kişiliği oturmaya başlamıştır ki; bilinçaltında yıkıma yol açan yalan yanlış bilgiler, ajite kavramlarla dolu dizeler seli içinde kalır. İşte o dizeler ve satır aralarındaki hastalıklı anlamlardan bazıları:

Örnek 1
Mini mini bir kuş donmuştu/pencereme konmuştu
Açıklama: soğuğa dayanamayacak kuşlar kışın göçerler. Ayrıca o yaz yumurtadan çıkan yavru kuşlar kışa kadar kendi kendine bakacak yeterliliğe ve büyüklüğe ulaşır. Kuş gayet kendine bakabilecek durumda ve her hangi bir art niyet olmadan bir pencereye tünemişken, bu dizelerle çocukta “donmakta olan kuş” kavramıyla ajitasyon yapılmaktadır.
            Aldım onu içeriye/cik cik cik cik ötsün diye
Açıklama: kuşu içeri almaktaki asıl amaç donmasını önlemek değil, ötüşünden faydalanarak  çocuğu zevk sefa düşkünlüğünü ön plana çıkartmaktır. Donmakta olduğu düşünülen bir canlıdan bile zevk için faydalanma düşüncesi tohumları körpe dimağlara atılıyor…
            Pır pır ederken canlandı/ellerim bak boş kaldı
Açıklama: donmakta olan bir kuş görürseniz yardım etmeye falan kalkmayın. Sonunda canlanacak ve bırakıp gidecek, sizde hayal kırıklığı içerisinde kalacaksınız. Çocuğa “karşılıksız iyilik yapma” nın insanda hayal kırıklığı yarattığı anlatılmaktadır. Çocuk ta doğal olarak “ulen bu şerefsiz ısınınca nasıl olsa  iki ötmeden kaçar gider, ne hali varsa görsün ibiş” düşüncesi oluşmaktadır.

Örnek 2
            Horozumu kaçırdılar/damdan dama uçurdular
Açıklama: E be manyak adam! Çocuk evcil bir hayvan almış, ama gözünün önünde hayvanını kaçırmışlar. Çocuk için büyük bir travma olan bu olayı, başka çocuklarda duysun diye bide şarkı yapmış reklam ediyorsun.
            Suyuna da pilav pişirdiler/ geh bili bili bili bili bi/ güzel horozum/ ah çil horozum
Çocuğun gözünün önünde kaçırılıp boğazlanan hayvanının trajedisini reklam ettiğin diğer çocukları da zehirlediğin yetmiyormuş gibi, bu şarkıdan etkilenen gelişim çağındaki bir sürü yavrucağı, tavuk, pilav vb gıdalardan soğutuyorsun

Örnek 3
            Bir gün bir gün bir çocuk eve de gelmiş kimse yok
Açıklama: tam bir saldım çayıra mevlam kayıra durumu değildir de nedir? sen yap çocuğu, ver eline anahtarı girsin çıksın, kendi hayatını kendi idame ettirsin. Allahtan evin anahtarını vermiş, yoksa köprü altına gidecek yavrucak
            Açmış bakmış dolabı şeker de sanmış ilacı
Açıklama: çocuk eve geliyor, önüne bir tas çorba koyan yok, aç! Orada burada yiyecek arıyor garibim. Vicdansız  ebeveyn evde bi lokma ekmek bırakmamış, çocuğa bakkaldan şeker alır mı? Çocuk ta görüyo arkadaşlarından canı çekiyo yazık. Görünce dolapta hemen yumuluyo
            Yemiş yemiş bitirmiş, akşama sancı başlamış
            Kıvrım kıvrım kıvranmış, hastaneyi boylamış
Açıklama: acımasız hayatta bir başına var olma mücadelesi veren yavrucağımızın yanında bir büyüğünü görebiliyor muyuz dizelerde? Yok! yavrucağızı kim bilir kim götürdü hastaneye? Nedir bu sorumsuzluk!

Aklıma ilk etapta geliveren birkaç şarkıydı bunlar. Bunlar gibi niceleri hepimizin beyninde kazılı, gizli yan etkileriyle beynimizi kemirmeye devam etmektedir. Biz olamadık ama bizden sonrakilerin daha sağlıklı ruh sağlığına sahip bir toplum olabilmesi için çocuklarımızı bu ve bunun gibi sado mazo içeriklerden koruyalım, korumayanları uyaralım!
           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder